4 Mayıs 2009 Pazartesi

LLTE- SONRASI DİYE BİR SENARYO SÖZ KONUSU OLMAYACAKTIR;SİRİ LANKA YA DAİR ÖLÜM SESSİZLİĞİ

LTTE-sonrası diye bir senaryo söz konusu olmayacaktır" PDF Yazdır E-Posta
Monday, 20 April 2009

 Tehelka Magazine, 18 Nisan 2009

PC Vinoj Kumar'ın LTTE (Tamil Eelam Özgürlük Kaplanları) Politik Önderi B. Nadesan ile yaptığı röportaj.

Sri Lanka ordusu, Özgürlük Kaplanlarını ortadan kaldırmaya yakın olduklarını iddia etse de isyancı grubun politik önderi B. Nadesan, Kaplanların yok edilmek üzere olduğu değerlendirmesini kesin olarak reddediyor.

Pek çok gözlemci şimdiden Sri Lanka'da LTTE-sonrası ya da Prabakaran-sonrası senaryolardan söz ediyor.

Bir şeyi açıkça belirtmek istiyorum; LTTE-sonrası bir senaryo söz konusu olmayacaktır. Dünyanın dört bir yanına dağılmış Tamillere bakın, hepsinin yüreğinde ve zihninde özgürlük ve onur için güçlü bir arzu göreceksiniz. LTTE, Tamil halkının politik özlemlerine cevap verebilecek tek yok olarak görülüyor.Geçtiğimiz 35 yıl boyunca Tamil halkının kendi kaderini tayin hakkına kavuşmak için verdiği mücadeleye, onların özgürlük savaşçıları olarak sorumluluğumuzdan bir an için bile ödün vermeden önderlik ederek kazandık bu statüyü.

Askeri anlamda, bir savaş içinde, yenilgiler ve ilerlemeler kaçınılmazdır. Önemli olan sonunda ne başardığımızdır. Uluslararası topluma ve Hindistan'a buradan seslenmek istiyorum ki, asla söz konusu olmayacak bir LTTE-sonrası senaryonun gerçekleşmesini bekleyerek boşa harcanan zaman, enerji ve yaşamların yerine Tamil halkının politik istemlerini yerine getirmek üzerinde yoğunlaşmaları gerekiyor.

Prabakaran* nerede? Savaş bölgesinde mi yoksa güvenli bir yerde mi?

Prabakaran, burada halkımızla birlikte; ulusal önderimiz olarak özgürlük mücadelemize önderlik ediyor ve başkomutan olarak savaşımızı yönetiyor.

Prabakaran'ın ülkeden ayrılma olasılığı nedir?

Yüzde sıfır.

Hindistanlı askerler, savaş bölgelerinde Sri Lanka ordusuyla birlikte LTTE'ye karşı savaşıyor mu?

Şunu söyleyebilirim ki, Sri Lanka ve Hindistan hükümetleri arasında çok yüksek düzeyde bir askeri işbirliği söz konusu.

 LTTE'nin sivil halkı canlı kalkan olarak kullandığı yönündeki iddialara yanıtınız nedir?

Tamil halkı, Sri Lanka devleti tarafından çeşitli biçimler altında kendilerine yönelik gerçekleştirilen sürekli saldırganlığın farkında. Saldırgan Sri Lanka devletinin eline düşmek istemeyen bu insanları"tuzağa düşürülmüş" ya da "canlı kalkan" olarak nitelemek kesinlikle yanlış. Sri Lanka, bağımsız insani yardım görevlilerine, halkın isteğinin ne olduğunu görmeleri için bölgeye gelebilmelerini sağlamak için güvenli bir geçiş olanağı sunmalıdır.

Ateşkese hazır olduğunuzu defalarca ilan ettiniz. Bu, bir zayıflık göstergesi mi?
Ateşkeste ısrar ediyoruz çünkü Sri Lanka [Tamillere karşı] yürüttüğü soykırımsal savaşı büyütmeye devam ediyor. Bölgede yaşanan insani krizi çözmeye başlamak ve halkın temel yardım mallarına yaşadıkları yerde ulaşmalarını sağlamak için bir ateşkese ihtiyaç var.

Uluslararası toplumdan talebiniz nedir?

Masum çocuklar, anneler ve yaşlılar, Sri Lanka silahlı güçleri tarafından her gün katlediliyor. Bu yüzden acil bir ihtiyaç olarak Sri Lanka hükümeti ateşkese zorlanmalıdır. Uluslararası topluma, "terörizmle mücadele" yalanı çerçevesinde Tamilleri ortadan kaldırmaya yönelen Sri Lanka'nın yanında yer almamaları çağrısında bulunuyoruz. Uluslararası toplumdan bu savaşı bir an önce durdurmalarını ve Tamillerin kendi kaderini tayin hakkı temelinde kalıcı bir politik çözüm için görüşme zemini hazırlamalarını istiyoruz.

*Velupillai Prabhakaran, Tamil Kaplanlarının en üst düzey lideri -ç.n-

Çeviren: Solun Doğusu
Sri Lanka'ya dair ölüm sessizliği PDF Yazdır E-Posta
Sunday, 05 April 2009

 The Boston Globe -31 Mart 2009

Yazan: Arundhati Roy *

Sri Lanka’da gözümüzün önünde cereyan eden dehşetin sebebi bu dehşeti çepeçevre saran sessizlik. Olan bitene dair uluslararası medyada –ya da benim yaşadığım yer olan Hindistan’daki anaakım medyada- neredeyse hiç haber yok. Sansürden geçen çok sınırlı bilgiye göre, Sri Lanka devleti, her türlü demokratik yapıyı parçalamak ve Tamil halkına yönelik tarifsiz suçlar işlemek için “teröre karşı savaş” propagandasını incir yaprağı olarak kullanıyormuş gibi görünüyor.

Devlet, tüm Tamillerin “terörist” olduğu sayıltısı ile hareket ediyor ve biri çıkıp da güçlü bir şekilde aksini iddia etmediği için sivil alanları, hastaneleri ve sığınakları bombalayarak savaş alanlarına çevirebiliyor. Güvenilir kaynaklar gelişmiş tanklara ve hava araçlarına sahip Sri Lanka ordusu tarafından  köşeye sıkıştırılmış sivillerin sayısını 200 binin üzerinde olarak veriyor.

Evlerinden edilen Tamiller için Vavuniya ve Mannar bölgelerinde birkaç “refah köyünün” kurulduğuna dair haberler var. Londra’daki The Daily Telegraph gazetesi bu köylerin savaştan kaçan siviller için zorunlu bekleme merkezleri olacağı haberini verdi. Bu, toplama kamplarının üstü örtülü ifadesi mi? Eski Dış İlişkiler Bakanı Mangala Samaraweera’nın Londra gazetelerine verdiği demeçte de şöyle diyor: “Birkaç ay önce devlet Colombo’daki tüm Tamilleri güvenlik tehdidi altında olabilecekleri gerekçesiyle kaydetmeye başladı ancak bu Nazilerin 1930’larda yaptığı gibi başka amaçlarla istismar edilebilir. Aslında giderek tüm Tamil halkını potansiyel terörist olarak etiketliyorlar.”

Sri Lanka devletinin Tamil Elam Kurtuluş Kaplanları’nı “temizlemek” olarak bahsedilen amacı göz önünde bulundurulduğunda Ealam “teröristlerinin” art niyetli faaliyetleri (!) devletin soykırımla sonuçlanacak bir şeyin eşiğinde olduğuna işaret ediyor. Bir Birleşmiş Milletler (BM) tahminine göre, halihazırda birkaç bin insan öldürüldü. Daha binlercesi de ağır yaralandı.

Şahit olduğumuz şey, toplumsal denetimden etkili bir şekilde saklanan arsız, açıkça ırkçı bir savaş. Sri Lanka devleti, Sri Lanka Tamillerinin marjinalize edilip ötekileştirilmesine dayanak yaptığı ırkçı ön yargılarına asla dokundurtmuyor. Bu ırkçılığın toplumsal dışlamayı, ekonomik ambargoyu, katliam ve işkenceyi kapsayan uzun bir tarihi geçmişi var. Aslında barışçıl ve şiddet içermeyen protestolarla başlayan, ne var ki on yıllarca senedir süren bu iç savaşın gaddar doğasının kökleri buraya dayanıyor.

 

Katliam karşısında ölüm sessizliği sürüyor

Peki bu sessizlik neden? Mangala Samaraweera başka bir röportajında “Sri Lanka’da bugün adeta özgür basının nesli tükenmiş” demişti. Toplumu korkuyla donduran ölüm mangalarını ve “beyaz kamyonetlerle adam kaçırmaları” anlatmıştı. Sri Lanka’da muhalif sesler kaçırıldı ve katledildi. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu da, Sri Lanka devletini gazetecileri susturmak için anti-terör yasalarını, kaybetme ve suikast yöntemlerini kullanmakla suçluyor.

Hindistan hükümetinin Sri Lanka’ya malzeme ve lojistik desteği verdiğine dair teyit edilmemiş haberler var. Eğer bu doğruysa çok çirkin. Ya diğer ülkelerin hükümetleri? Pakistan? Çin? Suça ortak olmak için neler yapıyorlar acaba?

Sri Lanka’daki savaş, Hindistan’ın Tamil Nadu eyaletinde 10’dan fazla insanın protesto için kendi canına kıymasına neden oldu. Tamil Nadu eyaletinde öfke çok büyük. Fakat, bu tepkinin Hindistan’ın geri kalan kısmına yansımamış olması garip. Oralar neden sessiz?

Hindistan’ın Sri Lanka’daki çatışmalara yönelik uzun süreli sorumsuzluğu nedeniyle yaşanan bilgi eksikliği daha önce Tamilleri haklı gören çoğu insanın daha sonra taraf değiştirmesine neden oldu. Demek ki, doğruları çok daha önce dile getirmesi gereken bazılarımız da üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmedi.

Sri Lanka’da olanların derecesi göz önünde bulundurulduğunda sessizlik mazur görülemez. Orada  katliamlar sürerken, on binlerce insan toplama kamplarında etiketlenirken, 200 binden fazlası açlıkla yüz yüzeyken ve bir soykırım beklenirken bu büyük ülkede bir ölüm sessizliği var. Bu devasa bir insani trajedi. Dünya müdahale etmeli. Şimdi. Çok geç olmadan.

* Arundhati Roy: Hindistanlı ünlü  yazar, kadın ve insan hakları eylemcisi, mimar.

Çeviren: Solun doğusu

www.solundogusu.net
 

Sri Lanka ordusu yine katliam yaptı: 64 ölü, 87 yaralı

Sri Lanka ordusu yine katliam yaptı: 64 ölü, 87 yaralı



Sri Lanka ordusu Tamil bölgesinde yine katliam yaptı. Bölgedeki bir hastaneye 2 kez top saldırısı düzenleyen ordu 64 hasta ve hasta yakınını öldürürken, 87’sini de yaraladı.

Tamilnet internet sitesinin geçtiği habere göre, Sri Lanka ordusu, çatışmalı Tamil bölgesinde 400 hastanın bulunduğu Mu’l’li Vaaykkaal hastanesine 2 kez top saldırısı düzenledi. Yerel saatte saat 9.00’da gerçekleştirilen ilk saldırıda 23 hasta ve hasta yakını öldürülürken, 34 kişi de yaralandı. Saat 10.30 sıralarında gerçekleştiği bildirilen ikinci saldırıda ise 41 kişi öldürülürken, 53 kişi de yaralandı.

Amerikan Associated Press ajansına konuşan, isminin açıklanmasını istemeyen bir devlet sağlık yetkilisi saldırıyı doğrulayarak, iki ayrı saldırıda en az 64 kişinin öldüğünü söyledi.

Hastaneye daha öncede saldırı düzenlendiğine dikkat çeken Tamilnet, saldırının Uluslar arası Kızılhaç Örgütü (ICRC) yetkililerinin hastane koordinatlarını Sri Lanka ordu yetkililerine vermesinden 3 gün sonra gerçekleştiğine dikkat çekti. Ancak Tamil ordu sözcüsü Tuğgeneral Udaya Nanayakkara, hastaneye yönelik top atışında bulunmadıklarını ileri sürdü.

Saldırının gerçekleştiği hastane, Sri Lanka ordusu saldırılarına karşı direnişlerini sürdüren Tamil gerillalarının bulunduğu bölgede bulunuyor.

Birleşmiş Milletler İnsani Koordinasyon kurumu verilerine göre, çatışmaların yaşandığı bölgede son 3 ay içerisinde 6 binden fazla sivil yaşamını yitirdi. Tamil kaynakları, sivillerin çoğunun ordunun sivilleri hedef alan bilinçli hava ve top saldırılarında yaşamını yitirdiğini söyledi. Tamil kaynakları, Sri Lanka ordusunun katliam yaparak Tamilleri ülkelerinden sürmeye çalıştığını söylüyor.

Prensa Latina / 02.05.09

Tamil Kaplanları: “Asla teslim olmayacağız!”


Sri Lanka ordusundan Tamil halkının özgürlük özlemlerini boğma saldırısı…





Tamil Kaplanları: “Asla teslim olmayacağız!”


Halklarının özgürlüğü uğruna yaklaşık 40 yıldır direnen Tamil Elam Kurtuluş Kaplanları (LTTE), Sri Lanka ordusunun son günlerde artan vahşi saldırılarına rağmen, sonuna kadar savaşacaklarını duyurdu. Gerilla-sivil ayrımı yapmadan saldıran Sri Lanka ordusunun, Tamil halkının özgürlük özlemlerini boğmak için sadece bu yıl binlerce kişiyi katlettiği bildiriliyor.

Son haftalarda hem kara hem hava saldırılarına ağrılık veren işgalci ordu, Tamil halkını yerinden yurdundan edip, gerillaları açık hedef konumuna düşürmeye çalışıyor. Gerillaların ateşkes çağırısına olumsuz yanıt veren Sri Lanka rejimi, çocuk-yaşlı ayrımı yapmadan sivilleri katlederek, Tamil halkını toptan sürgüne zorluyor.

Ordunun saldırılarına maruz kalan bölgede 150 bin civarında sivilin bulunduğunu belirten Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri ise gıda, su, ilaç gibi temel gereksinimlerin yetersiz olduğunu, çatışmalardan dolayı bölgeye yardım ulaştıramadıklarını açıkladılar. Ordu saldırısının yol açtığı bu durum, sivil kayıpları daha da arttırıyor.

Nitekim BM çocuklara yardım örgütü UNICEF yetkilileri tarafında yapılan açıklamada, son haftalarda öldürülen çocuk sayısında büyük bir artış olduğunu, ayrıca çocukların ishal, solunum yolları enfeksiyonu gibi hastalıklardan kaynaklı da hayatlarını kaybettiğini belirttiler.

Gerillaların çağırısı ile sağlanan ateşkesin 48 saat içinde ordu tarafından bozulması, ardından yapılan ateşkes çağrılarına ise olumsuz yanıt verilmesi, gerici Sri Lanka rejiminin çatışmaları körükleyen taraf olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Bu arada Norveç’in arabuluculuk istemine engel olan gerici rejimin bir sözcüsü, AFP muhabirine verdiği demeçte, “Norveç’in barış için arabuluculuk yapmasına gerek olmadığını düşünüyoruz” dedi.

Oysa Sri Lanka, 30 yıldır özgürlük mücadelesi veren Tamil gerillalarıyla barış yapılabilmek için 2000 yılında Norveç’in arabuluculuğunu talep etmişti. Norveç’in girişimi sonucu 2002 yılında ateşkes anlaşması imzalanmıştı. Ancak anlaşma 2008 yılı başında Kolombo’daki savaş baronları tarafından bozulmuştu.

Görünen o ki, Sri Lanka rejiminin savaşı yeniden başlatma kararı, düzen içi çözüm arayışlarının LTTE güçlerinde yarattığı gerilemeden güç alıyor. Nitekim son saldırıda, teslim olmak için gerillalara 24 saat süre tanıdığını açıklama küstahlığında bulunan Kolombo yönetiminin, Tamil özgürlük hareketine son darbeyi indirme hesabı içinde olduğu görülüyor.

Gerillaların daha önce denetledikleri bölgeleri boşaltmak zorunda kalmaları, son aşamada ise denetleyebildikleri bölgenin 15 km ile sınırlı olması, Sri Lanka ordusundaki pervasızlığın kaynağını da gösteriyor. Tamil kurtuluş hareketinin bu düzeyde gerilemesi, pek çok etkene bağlı olsa da, düzen içi çözümlerden medet ummasının bunda özel bir payı olmuştur.

Günlerce süren vahşi saldırıların ardından Sri Lanka devlet başkanlığı bürosundan yapılan açıklamada,“Hükümetimiz operasyonların sonuca ulaştığına karar verdi. Güvenlik kuvvetlerimize sivil kayıplarına neden olabilecek büyük kalibreli silahların, savaş uçaklarının ve uçaklardaki silahların kullanılmasına son verilmesi emri verildi” denildi.

Gerici Kolombo yönetiminin zafer kazanmış edasıyla yaptığı bu açıklama, sivil halkın katledildiğinin somut itirafıdır aynı zamanda.

LTTE liderliği ise asla teslim olmayacaklarını ilan etti.

LTTE sözcüsü S. Puleethevan tarafından yapılan açıklamada, “Asla teslim olmayacağız ve meşru haklarımızı alana kadar savaşacağız” vurgusu yapıldı.

Sri Lanka’daki son tablo, sömürgeci rejimlerin her zaman vahşi derecede saldırgan olduklarını bir kez daha teyit ederken, halkların özgürlüğü uğruna direnen hareketlerin ise, düzen içi çözümlerden medet ummaya başladıkları andan itibaren çok yönlü bir güç kaybetme sürecine girdiklerini gözler önüne sermektedir.

Rejimin azgın saldırısı gerilla hareketini zayıflatılabilir, ancak Tamil halkının özgürlük özlemlerini zorbalıkla ortadan kaldırmak mümkün olmayacaktır.

kaynak:www.kzilbayrak.net

2 Mayıs 2009 Cumartesi

1 MAYIS A MECİDİYEKÖY VE ŞİŞLİ NİN ARA SOKAKLARINDAN BİR BAKIŞ

rizgari soresger
FAŞİZMİNİN HAT SAFHAYA ULAŞTIĞI  1 MAYIS ,MECİDİYEKÖY VE ŞİŞLİ NİN ARA SOKAKLARINDA DEVRİMCİ-DEMOKRAT KİTLE TARAFINDAN 1 MAYIS'IN (bir takım eksikliklerinin eleştrisi saklı olmak üzere)KIZIL RUHUNA UYGUN ŞEKİLDE KARŞI KOYUŞLA KARŞILADI.ŞUNU İYİ BİLMEKTEYDİK Kİ FAŞİZMİN KAN, ZÜLÜM, SALDIRILARINDAN BAŞKA  EMEKÇİ SINIFINA VE KÜRT HALKINA SUNABİLECEĞİ BAŞKA BİR ŞEY YOKTUR.BUNU BU SABAH FAŞİZMİN i İSTANBUL VALİSİ(derebeyi de diyebiliriz)AÇIKLAMALARINDANDA GÖRMEK MÜMKÜNDÜR.BİR ZAMANLAR BURJUVA SİYESETCİSİNİN DEDİĞİ GİBİ"BU ÜLKEYE KOMİNİZM DE GELECEKSE ONU BİZ GETİRİRİZ BAŞKASI DEĞİL BİZ BİLİRİZ" DEMESİ GİBİ,VALİ GÜLER DE EĞER TAKSİME GİRİLECEKSE BUNU DA SAYISI NE KADAR ORADA KALINACAĞI,NE YAPILACAĞI,KİMLER SOKULACAĞI GİBİ AYARLARI BİZ ÇEKERİZ,DEYİP BUNUN DIŞINDA HARAKET EDENLERE İSE FAŞİZMİMİZİN TÜM OLANAKLARINI SEVK EDEREK  ADETA HİTLERİN GAZ ODALARI MİSALİ DİĞERLENİNE BU GÜNÜ ZİNDAN EDERİM DİYEREK POLİS SEFİNE GEREKLİ TALİMATLARI VERMİŞTİR.FAKAT UNUTTUĞU,GÖZ ARDI ETTİĞİ ARA SOKAKLARDAKİ 1 MAYISIN ONURUNA VE GELECEĞİMİZİN ONURUNU TAŞIYAN, İŞÇİ SINIFI, EMEKÇİLERİN BİRİKMİŞ FAŞİZME, KÖHNE DÜZENE KARŞI DİRENİŞİYDİ.İŞTE ZATEN BUGÜN TAKSİM 1 MAYIS 77 DEN SONRA 32 YILINDA KAZANILMASI,SİSTEMİN TÜ KAKA DEDİĞİ VE HER FIRSATTA KENDİ BOYALI MEDYALARINDA ÇAMUR AT İZİ KALSIN MİSALİ, EMEKÇİ YIĞINLARIN,İŞİ SINIFININ DİNOMASI OLAN VE BUNUN BEDELLERİNİ HER DÖNEM KANI PAHASIYLA ÖDEMİŞ İRADESİYLE BULUŞMASINI ÖNLEMEYE ÇALIŞAN   TÜRLÜ MANİPÜLASYONLARINA RAĞMEN,ARA SOKAK SAVAŞÇILARININ TÜM BEDELLERE RAĞMEN VE BU KARA ÇALMALARA KARŞI 31 YILLIK ARA SOKAKLARDA,FABRİKALARDA,DAĞLARDA Kİ DİRENİŞİN BAŞKALDIRININ BİR SONUCU OLARAK GÖRMEK GEREKİYOR.BU ŞUNU DA GÖSTERMİŞTİR Kİ,SİSTEMİN ÖZELLİKLE 80 SONRASI KUŞAĞI GENÇLİĞİNE UYGULADIĞI APOLİTİKLEŞTİRME,SİSTEMİN YOZ HÜCRELERİNDE YOK EDİLME ETKİSİZLEŞTİRME ÇABALARININ DA NASIL KIRILABİLECEĞİ,VE DEVRİMCİ OLAN YOLA NASIL KANALİZE EDİLECEĞİ BELİRLEME ANLAMINDA DA, ARA SOKAKLARIN İŞLEVİNİ SİSTEMİN BİR ÇOK ŞEYİ FULULAŞTIRMASINA  RAĞMEN OLANAKLARIMIZIN NE KADAR BÜYÜK OLDUĞUNU GÖSTERMESİ ANLAMINDA DA  BÜYÜK DEĞER TAŞIMAKTADIR